30 Ağustos 2012 Perşembe

DARK SHADOWS

     2012 yapımı Dark Shadows isimli filmi henüz izlemiş bulunmaktayım.Zaten büyük bir beklenti içerisinde olmadığım bu film Tim Burton kusura bakmasın ama biraz şlap şlup olmuş gibi.Tamam,biliyorum milyonlar harcandığını bu filmlere,sabahlara kadar çılgınlar gibi çalışıldığını fakat,senaryo olsun,diyologlar olsun üzerinde pek de uzun süre çalışılmamış gibi.Yazık etmişler gül gibi konuya,oyuncu kadrosuna.
Film bildiğim kadarıyla daha önceki bir versiyonunun restore edilmiş hali,çok da araştırma gereği duymadım açıkcası,siyah beyaz,eski bir versiyonu vardı diye hatırımda kalmış.
      Baş rollerde Johnny Depp,Eva Green,Michelle Pfeiffer ve Helena Bonham Carter oynuyor.Güzel adam ve kadınlar var yani ekranda Tim Burton 'ın alışılmış gotik havasına ek olarak.
     Yeri gelmişken Tim Burton'ın Johnny Depp'i bu şekilde kılıktan kılığa sokmasında inceden inceye bir kıskanma seziyorum.''Dur şunun fiyakasını bi bozayım da benim de namım yürüsüncü'' bir tavır var gibi.Ama olmaması daha yüksek ihtimal tabi.Neyse.
   Film 1700'lü yıllarda başlıyor.Fragmanının seyrettiyseniz orada da anlatıyor,Barnabas (Johnny Depp) aşkına karşılık vermediği bir cadı tarafından (Eva Green) lanetleniyor ve bir vampire dönüştürülüp bir kaç asırlığına bir tabuta kitleniyor.Aşkın gücü ne kadar fazla ise intikam duygusu da o kadar yüksek oluyor tevekkeli.
   Bir paragraf da Eva Green için açayım.Kadının değişik,gizemli bir güzelliği var.Bu oyuncuyu ilk The Dreamers  filminde görmüştüm de Avrupa sinemasıdır,herzamanki gibi yetenekli,değeri bilinmeyen oyuculardandır diye düşünmüştüm.Sonra bir baktım Kingdom of Heaven 'da acayip bir güzellik.Bakışları delip geçiyor falan.Daha sonra aldı yürüdü zaten.Ama bendeki yeri ayrıdır.Ayrıdır derken eşimden dostumdan önde tutup,çoluğumun çocuğumun(henüz yok ama) rızkını da ona yedirtmem hayvanlar gibi,filmlerini izlerim,yeter.Abartılacak bir şey değil.
   Devam edeyim en iyisi.Lanetlenen ve hapsedilen Barnabas 1970 lerde Hippi çağlarında uyanır.Tabi herşey değişmiştir.İşte bu noktada iki yüz önce yaşamış bir insanın 70'lerin değişik yaşam biçimine olan şaşkınlığı üzerine espiriler başlıyor.Lakin o kadar yetersiz ki.İnanın çok daha güzel durumlar oluşturulabilirmiş.Yorum farkı diyelim.
   Sonra o cadıyla karşılaşırlar,Barnabas ailesinin ileri nesilleri ile yaşadığı kuşak çatışmasına küçük atıflarda bulunulur.Aşktı,rekabetti,ticaretti derken olaylar gelişir.
  Gelişmez olaydı da ben de yazmaz olaydım.İnsan biraz özenmez mi şu filme hayvan herif.Bak sinirlendim şimdi.Çok güzel bir film olabilirmiş.
   Yok fazla uzatmanın alemi yok.Oyuncular ve performansları çok iyi.Zira bu filmde oyunculuklarını göstermeyecekler de nerde gösterecekler.Ne de olsa herşey abzürt.(Bunu eleştiri amaçlı söylemiyorum.Filmin yapısı öyle.Mesala Johnny Depp Sleepy Hallow'da da benzer bir özgürlüğe sahip olarak show yapıyordu.Böyle filmlerde abartılı oyunculuklara müsamaha gösterilebilir.)Ancak film genel olarak pek de başarılı değil.Ancak nispeten idare eder.Öyle boş bir zamanda,geçen zamana pek de üzülmediğiniz bir pazar öğlesinde mesela yağ gibi akar gider.Geri de hiç bir şey kalmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder