Filmin ilk sahnesindeki sovyet subayının söylediği gibi; bu kapta dikenli tel yok,sizi kaçarken vuracak keskin nişancılar da yok,çünkü sizin hapisaneniz Sibirya.Az çok dünya haritasını eline almış herkes bilir ki Sibirya denen yer eşşeğin bilmem neresi kadar geniş ve buzlu bir arazidir,git git bitmez,yani ya yolda donarsın ya da kurtlar falan yer,yok yani olmaz...Baş roldeki elemanın içi ümit dolu,diyor ki ben karımı görecem,burdan da kaçacam.Yaparsın yapmazsın derken,yanına onunla gelmeyi kabul eden bir kaç kişi daha alıp kirişi kırıyorlar bir gece vakti.İşte bu da Sibirya'dan Tibet'e kadar uzanana gerçek bir hikayeden esinlenilme bir filmin girişi oluyor.
Oyunculuklar iyi.Ed Harris Amerikalı bir mahkum rolünde,babacan bir tavırlar falan,Colin Farrell desen bir İrlandalı için inanılmaz bir Rus aksanlı İngilizce konuşuyor.(ki kendisinin göğsünde Stalin ve Lenin dövmesi vardır bu filmde.Neye inandığını bilmeden inanan,aslında sadece kendini ait hissedeceği bir şey arayan bir serseriyi canlandırıyor.Aslına bakarsan it gibi kopuk gibi bir rol,eve sokulmucak cinsten bir herif)Diğer elemanlar da iyi işte.Polonyalı olduğu aklımda kalmış olan bir kız var.O da acıklı bakışlarla falan içimize işliyor
Genel olarak iyi yani.Hoşca vakit geçirilcek bir film olmasada ilham verici ve etkileyici bir hikaye.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder